Portekiz-Guimarães

Guimarães, Portekiz’in Kuzeybatı kesiminde yer alır, nüfusu 53.000 kişidir. “Portekiz’in doğduğu şehir” olarak bilinir ve 10.yy’da kurulmuştur.

Guimarães mükemmel şekilde korunmuş, özellikle de tarihi Orta Çağ şehir merkezi nedeniyle 2001 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilmiş. 2012 yılında Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilen Guimarães, bu vesile ile 2,5 milyon turisti ağırlamış.

Şehir merkezi çok küçük olduğundan yolculuk boyunca yürümenizde fayda var. Böylelikle şehri tanımanız daha kolay olacaktır.

Gezime, Guimarães Kalesinden başlıyorum. Portekiz’in ilk kralı olan D.Afonso Henriques, 1111 yılında Guimarães’de doğmuştur.Yapımına 10.yy’da başlanıp, 12.yy’da sonlandırılmış olan Guimarães Kalesinde yaşamış, ve burayı ana üst olarak kullanmıştır.Tarihi kale, gerçekleştirdiği fetihlerde  kilit rol oynamıştır. Kalenin en önemli özelliği, alışılagelmişin dışında şehrin merkezinde inşa edilmiş olmasıdır.

Guimarães Kalesi

Kalenin, Paço dos Duques de Bragançaya (Brança Dükleri Sarayı) bakan tarafında Kral D. Afonso Henriques‘e ait olan bir heykel bulunmakta.

    

Turist kafilelerine takılmamak için hemen Paço dos Duques de Bragançaya (Brança Dükleri Sarayı) yöneliyorum. Fransız etkisiyle 1420-22 yılları arasında Bragança ailesinin onurunu sembolize etmek adına inşa edilen saray, yüzyıllar boyunca genellikle ordu karargahı olarak kullanılmış. Diktatör Slazar rejimi sırasında sarayın belli kısımları yenilenip, Salazar’ın kullanımına sunulmuş. 1910 yılında saray “Ulusal Anıt” olarak kabul edilmiş.

Günümüzde müze olarak kullanılıyor ve giriş ücreti 4 Euro.

 

Sarayın oldukça geniş bir avlusu var. Avlunun tam ortasında duran birisinin konuşmalarını herhangi bir köşeden çok net duyabilirsiniz. Mimari akustik açısından insanı şaşırtan bir yer burası.

PAÇO dos DUQUES de BRAGANÇA

Sarayın iç kısımlarına geçiyorum. Bu bölümlerde dönemlere ait antika eşyalar, coğrafi keşiflerin anlatıldığı halılar, antika silahlar ve tablolar yer almakta. Özellikle Portekiz tarihinde çok önemli yere sahip olan coğrafi keşiflerin anlatıldığı halılar görülmeye değer. Sergilenen antika silahlar da eğer benim gibi meraklısıysanız ilginizi çekecektir.

     

      

Brança Dükleri Sarayı’ arkamda bırakıyor ve şehrin kalbi olarak nitelendirilen Largo do Toural‘a (Toural Meydanı) doğru ilerliyorum. Guimarães halkının toplandığı, festival ve eğlenceler düzenlendiği, Orta Çağ dokusunu sonuna kadar taşıyan bir meydan burası. Meydan boyunca pek çok hediyelik eşya dükkanı, otal, cafe ve lokantaya rastlamak mümkün.

  

Bu meydanda en çok ilginizi çekecek şeyin bir duvar yazısı olması oldukça ilginç:)

  

AQUI NASCEU PORTUGAL” yani “Portekiz burada doğdu” yazısı, şehrin Portekiz tarihi için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Hemen üstte gördüğünüz büst ise Portekizli fizikçi-yazar-ressam Abel Salazar‘a ait. Büst, heykeltıraş Irena Vilar tarafından yapılmış.

Meydan, sağlı sollu dar sokaklara açılıyor istediğiniz gibi özgürce dolaşabilirsiniz.Daha önce de belirttiğim gibi şehir son derece küçük ve kaybolma riskiniz yok derecek kadar az. Kafama göre dar sokaklardan birisine giriyor ve yol alıyorum. Vardığım meydan; Largo da Misericordia burada Kral Afonso Henriques‘e ithaf edilmiş olan bir diğer heykel karşıma çıkıyor.

AFONSO HENRIQUES HEYKELİ

Braga kadar olmasa da Guimarães’de de pek çok kiliseye rastlamak mümkün. Bunlardan en ilginci olan São Gualter Kilisesine doğru yürüyorum. Kilise 18 yy.’da Neo Barok tarzda inşa edilmiş. Kilisenin bulunduğu caddenin üzerinde yer alan parkın içerisinde din adamları ve diğer ünlü kişilere ait heykeller yer almakta.

SAO GUALTER KİLİSESİ

Şehir merkezinden Penha‘ya doğru hareket etmeden önce son durağım, Guimarães şehrinin sembol binalarından birisi olan adalet sarayı. Binayı aslında özel kılan şey, hemen ön tarafında yer alan Kontes Mumadona Dias heykeli .Mumadona Dias 10.yy’da  kocasının ölümünden sonra  Portekiz’i tek başına yönetmiş ve Guimarães şehrinin kurulmasında çok önemli bir rol üstlenmiş. Heykelde; sağ elinde bir haç sol elinde ise şehri simgeleyen bir maket taşımakta.

ADALET SARAYI ve MUMADONA DIAS HEYKELİ

Guimarães’den Manzaralar

          

       

        

PENHA DAĞI’NA  YOLCULUK:

Monte da Penha (Penha Dağı) ; Guimarães şehrini tüm güzelliği ile göreceğiniz harika bir nokta. Ben yolculuğumu otomobille yaptım ancak dileyenler kalkış noktası, São Gualter Kilisesi‘nin hemen arkasında olan teleferiği kullanabilirler. Teleferik yolculuğu için verebileceğim bilgiler şunlar; Yolculuk yaklaşık 10 dakika sürüyor. Ücreti 4,10 Euro. Yolculuk rotasında teleferiğin, deniz seviyesinden yaklaşık 400 metre yükseğe çıktığını belirtmekte fayda var.

PENHA

Penha Dağı sıradan bir yer değil. Sunduğu manzarayı , dev doğal granit kayalarını ve doğal güzelliğini bir kenara bırakırsak burası halkın neredeyse her türlü  kullanımına açık olan bir kompleks. Bu kompleks içerisinde; kamp ve piknik alanları, golf sahaları, yürüyüş parkurları, cafeler-restaurantlar, manejler (atlar ve biniciler için çalışma alanı) yer almakta.

Ormanlık alanda gezerken mağaraların yanı sıra karşınıza dev granit kayalara oyulmuş olan anıtlar ve heykeller çıkıyor. Bunlardan birisi bana tanıdık geliyor.

GAGO COUTINHO ve SACADURA CABRALl ANITI

Lizbon yazımda bahsi geçen Portekizli pilotlar Gago Coutinho ve Sacadura Cabral’a ithafen yapılmış bu anıt. Kısa bir hatırlatma yaparsak,bu pilotlar; 1922 yılında Güney Atlantiği uçakla ilk kez geçmişler. (Lizbon-Rio De Janerio arası)

SAN CRISTOBAL ANITI

Penha’nın en önemli özelliği ise, çok önemli bir hac merkezi olması. İspanya’daki Santiago de Compostela gibi Penha da hacıların sıklıkla ziyaret ettiği bir yer. Ayinlerin yapıldığı, Santurio da Penha (Penha Kilisesi) 17. yy’da yapılmış. Kilisenin hem içi hem de dışı Portekiz’de görmeye alıştığım ihtişamlı kiliselerden oldukça uzak.

PENHA KİLİSESİ

Penha’dan Manzaralar

     

     

     

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…

Yorum bırakın